Cüneyt Arkın: Tek isteğim Betül'den önce ölmek
Türk Sineması'nın efsane ismi Cüneyt Arkın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile dikkatleri üzerine çekti. Usta oyuncu, 'Ölümden korkmuyorum. Sadece Betül'den evvel ölmek isterim' dedi.
"Kocaman gözlerindeki ılık, hüzünlü mavilik içime aktı."
Cüneyt Arkın, Yeşilçam kariyerinin en parlak döneminde başlayan ve bugüne kadar kesintisiz olarak 51 yıldır süren aşk öyküsünün nasıl başladığını işte bu cümleyle anlatıyor. Arkın eşi Betül Hanım'ı ilk gördüğü anda tam da böyle düşünmüş. Sonra başlayan aşkları ise evlilikle taçlanıp bugünlere kadar geldi.
Arkın "Benim cennetim, bebeğim" dediği eşi Betül Hanım için hissettiklerini kimi zaman röportajlarında kimi zaman da sosyal medya paylaşımlarında dile getiriyor. Arkın, Instagram hesabında yaptığı son paylaşımda da eşine olan büyük aşkını ifade ediyordu.
İşte usta oyuncunun paylaştığı fotoğraf ve ona eşlik eden mesajı "Ölümden korkmuyorum. Sadece Betül'den evvel ölmek isterim. Allah göstermesin onun yokluğunu, yalnız kalmak istemem. Bir günlüğüne bir yere gittiğinde bile onu çok özlüyorum. Onsuz bir günü bile düşünemiyorum ya!" diyerek bir kez daha dile getirdi.
Arkın, aslında her fırsatta eşine duyduğu aşkı dile getiriyor. Kimi zaman röportajlarında kimi zaman da sosyal medya aracılığıyla. Aşk öykülerini bir de onların verdiği röportajlardan yaptığımız derlemelerle hatırlayalım. Çift, birlikte verdikleri bir röportajda bir arkadaş toplantısında tanıştıklarını anlattı.
O dönemde Betül Hanım 20 yaşındaydı, Arkın da 29. Betül Hanım o röportajda eşiyle tanışma öyküsünü şöyle anlattı:
"Fahrettin çok hoş adamdı, çevresi kadınlarla doluydu. Bir de ünlü… Ama ben pek oralı olmadım, lafın kısası benim sessiz duruşum onun dikkatini çekmiş."
Bu arada Betül Hanım'ın, gerçek adı Fahrettin Cüreklibatur olan eşini bu şekilde çağırdığını da hatırlatalım. Bunu da şöyle açıklıyor Betül Hanım:
"O sizin için Cüneyt Arkın, benim için ise Fahrettin Cüretlibatur."
İşte o arkadaş toplantısında o dönemdeki adıyla Betül Işın da Arkın'ın dikkatini çekti. Hem güzelliğiyle hem de diğer kadınların aksine hiç peşinde koşmadığı için. O anları da şöyle anlatıyor Cüneyt Arkın:
"Herkes peşimde koşarken bu kadın neden bana bakmadı” egosu ile başladı. Tanıştık ve çok farklıydı o. Egosuz, bildiğin köyden gelmiş, özünü kaybetmemiş bir adam gibi. Tanıştık, derken birbirimizin vazgeçilmezi olduk ve bir yıl sonra evlendik."
Cüneyt Arkın eşiyle tanışma öyküsünü ve o anda hissettiklerini bir paylaşımında şöyle anlatmıştı.
"Şöhret olduğumu, hayatımın altüst oluşundan anladım. Artık kendimi yaşamıyordum. Sinema da var olma kavgası, gereğinden fazla tanınmak, önemsenmek, bütün gençlik hayallerimi, kendim olarak yaşama isteğimi yok etmişti. Gene de direniyordum. Çoğu kez öylesine bunalıyordum ki, hasretle, yoldan geçen, bana sırtı dönük uzaklaşıp giden bir kadının arkasından koşup, ona usulca dokunayım ve ne olur benimle evlen diye yalvarayım hayallerini kuruyordum. Bir gün bu yok oluşun içinde bir partide onu gördüm. Baştan aşağı maviydi ve tarifsiz kederler içinde bir partide onu gördüm. Usulca yaklaştım. Bana bir garip baktı. Kocaman gözlerindeki ılık, hüzünlü mavilik içime aktı. Kendimi bir çocuk gibi hür hissettim. ‘Ben Dr. Fahrettin’ dedim. ‘Betül’ dedi. Sonra hiç konuşmadık. Kısa bir zaman sonra da evlendik. Bebeğim Betül cennetim oldu."
Eşi hakkında "O benim cennetim, bebeğim" diyen Arkın, eşinin son derece vefakar olduğunu da anlatıyor. İki yıl hasta yattığı sırada onu bir dakika bile bırakmadığını, hatta sık sık kahrını çektiğini de. Yine Arkın'ın o röportajda anlattıklarına kulak verelim:
"Benim bir sarhoşluk dönemim oldu. Melek gelse çekmezdi, sabır taşı olsa çatlardı ama o ses çıkarmadı. Betül sayesinde vazgeçtim içkiden. Çok abartırdım. O olmasa sarhoş, alkolik bir adam olarak çürür giderdim."
Eşi ise o sabırlı olduğunu, o dönemin biteceğine inandığını ve o yüzden dayandığını anlatıyor. Betül Hanım, eşini kıskandığını ama bunu ona hiç belli etmediğini de belirtiyor ve şöyle tanımlıyor: "Dünya yakışıklısı adam. İnsan bakmaya kıyamıyordu."
Cüneyt Arkın kimi zaman "bebek" dediği eşini kimi zaman da "papatya" diye çağırıyor. İlişkilerinde romantizme önem verdiğini hatta sık sık eşi için şiirler yazdığını da anlatıyor. Cüneyt Arkın'ın yine aynı röportajda söylediğine göre eşini aldatmayı aklından bile geçirmediğini şu cümlelerle anlatıyor:
"Senin için ömrünü vermeye hazır bir kadın varken, ne olduğunu bilmediğin bir başka kadına nasıl yamulursun? Böyle kadını insan aldatmaya utanır."
Cüneyt Arkın ve eşi Betül Hanım'ın Murat ve Kaan adında iki oğlu bulunuyor. Her iki oğlu da evli olan çift, iki de torun sahibi.