Zerrin Erdoğan'dan 'Bab-ı Ali'nin İzinde' isimli kitaba övgü dolu sözler

Gazeteci Zerrin Erdoğan, bekman.tv'deki köşe yazısında genç kuşağın çalışkan gazetecilerinden yazar Mehmet Şahincileroğlu'nun 'Geçmişten Günümüze Bab-ı Ali'nin İzinde' isimli kitabını kaleme aldı. Erdoğan, Şahincileroğlu'nu yere göğe sığdıramadı.

Zerrin Erdoğan'dan 'Bab-ı Ali'nin İzinde' isimli kitaba övgü dolu sözler

İşte Zerrin Erdoğan’ın ‘Bab-ı Ali'nin İzinde’ isimli o köşe yazısı:

Bab-ı Ali'nin İzinde

Gazetecilik mesleğini yürekten sevmek gerekir.

Öyle bir meslektir ki ruhunuza girmesin.. Aşk'tır.. Sevgidir.. Ömür boyu ölünceye kadar sürer bu AŞK..

Biz gazeteciliğe başladığımızda çok zorluklar yaşadık.

Ama ruhumuzdaki meslek aşkı bütün maddi manevi sıkıntıları gözardı ederek mücadele ruhuyla çalışıp başarılar sağladık.

Zaman değişti. Bizler gibi mücadeleci gazeteciler maalesef pek fazla kalmadı.

Yeni nesilde zaten hemen hemen yok gibiydi.

Beş yıl önce tanıştığım saygılı, çalışkan, özverili genç bir gazeteci kardeşimiz Radyo Televizyon bölümünü bitirmişti. Memleketi Anamur’da basınla iç içe olan çalışan başarılı genç gazeteci Mehmet Şahincileroğlu..

Anamur'da çalışmak yetmedi.. Ruhu İstanbul'daydı. Basının ana merkezi olan İstanbul'a geldi.

İstanbul'da çeşitli gazete, dergi ve televizyon editörlüğü yapan, çok az maaşla hayat mücadelesi veren genç gazeteci Mehmet Şahincileroğlu...

İstanbul'da yaşamak kolay değildi. Çok genç olmasına rağmen yılmadı.

Eski gazeteci büyükleri gibi mücadele etmeye karar verdi. Gazetecilik aşkıyla içindeki idealist aşk ile mücadele vererek hedeflerini kurdu..

Hem çalışıyor hem kafasında tasarladığı kitap yazma işini kafasına koyarak var gücüyle kitabının araştırma inceleme işine yöneldi..

O imkansızlıklar içerisinde imkan yaratarak basın tarihin merkezi olan ve bir-çok ünlü gazeteci yazarın yetiştiği Cağaloğlu'na giderek arşivlere daldı..

Belki bugüne kadar gazeteci ve yazarın aklına gelmeyen hatta yeni genç gazetecilerin hayatta düşünemeyerek aklına gelmeyen belki emek vermekten çekinen bir kitabı hayata geçirmek için çalışmalara başladı.

Mehmet ile İstanbul'da görüştüğümüzde veya telefon ile kitabını heyecanla anlattı.. Dikkatimi çekti..

Takdir edilecek çalışmalarını söyleyerek hemen hayata geçir dedim.. Genç gazeteci arkadaşımızın kitap çalışması dört yıl sürdü. Bab-ı Ali’nin yolunda o yokuşlara çok tırmandı.

Dört yıl süren çalışma tek tek yüzlerce belgeyi taradı. Buna fotoğraf, makale, kitap, röportaj, köşe yazısı, yazılmış tezler dahil araştırdı.

Bab-ı Ali'nin izinde kitap çalışmaları için kaynak olarak yirmisekiz gazete, yirmibir dergi, onüç yayınevi, bir dernekten (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) faydalandı..

Mehmet Şahincileroğlu’nun çok emek verdiği kitabı Bab-ı Ali''nin İzinde, Ritim Plus Yayınevi tarafından okuyucuyla buluştu.

Bu kitap, Türk Basın Tarihi ve Türk Yayıncılık Tarihinin ilklerini içeriyor. Özellikle gazeteciliğe ve yayıncılık tarihine ilgi duyanlar için eşsiz bir kitap..

Basının onbeş önemli ismi ve biyografisi. Abdi İpekçi'den İlber Ortaylı’ya, Sedat Simavi'den Hrant Dink’e, Cemil Meriç’ten Necip Fazıl’a, Ertuğrul Özkök’ten Mehmet Barlas’a, Emre Kongar'dan Nevzat Yalçıntaş’a kadar önemli isimler yer alıyor.

Bu kitapta şimdiye kadar şu yüzüne çıkmamış basın olayları ve ilginç konular var.

Bab-ı Ali'nin İzinde isimli kitapta basında çok bilinmeyen, duyulmayan ilginç yaşanmış olayları ele almış yazar Mehmet Şahincileroğlu. Basın tarihte bilinmeyen önemli olaylar.

Nevzat Yalçıntaş'ın Cumhuriyet Gazetesi’ni batmaktan nasıl kurtardığını kimse bilmez. Abdi ipekçi ile Can Yücel'in hayali, İlber Ortaylı'nın gazetecilik yaptığını, Atatürk'ün telgraf çekip kutladığı kitapçıyı bu kitapta bulacaksınız..

Çok ilginç konulardan birer kısa bilgiler vereyim..

Atatürk, 1924 yılında Erzurum'da depremdeki öğrencilere ve Milli Mücadele’de Anadolu’daki çocuklara eğitimlerinden geri kalmamaları için kitap yollayan, İstanbullu kitapçı ve masta sahibi İbrahim Hilmi Çığırcan'dır. Bu onurlu davranışı duyan Atatürk teşekkür telgrafı yollamıştır..

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, siyasi düşüncesi ne olursa olsun gerek yaşantısı, gerçekse bilgi ve naif kişiliğiyle birilerinin sıkıntısında her kesim tarafından sevilen sayılan bir isim. Yardım istenildiğinde hemen yardımcı olan düşünceli gerçek bir dosttur Yalçıntaş. 1960 yıllarında Cumhuriyet Gazetesi’nin batmak üzere olduğunu öğrenir.

Nevzat Yalçıntaş var gücüyle Cumhuriyet Gazetesi’ne yardım ederek gazetenin başına geçmiş, batmaktan olan gazeteyi zarardan eksi durumdan artı duruma getirmiştir. Cemil Meriç ve aşk mektupları.. Nevzat Yalçıntaş, Cemil Meriç ve o dönem ortak arkadaşları ile Fransa'da yaşarken ortak arkadaşlarının bir Fransız kıza aşık olması..

Fransızca bilmeyen arkadaşının yerine ve onayıyla yazdığı aşk mektupları. Abdi İpekçi ve Can Yücel, Kore’de birlikte askerlik yaparlar .Birlikte sürekli hayaller kurarlar .

Vatanları Türkiye 'ye döndüklerinde birlikte çeviri ofisi açmaktır cephe gerisinde hayalleri.. Maalesef Türkiye'ye döndüklerinde Abdi İpekçi'nin Milliyet Gazetesi’nde göreve başlamasıyla hayallerde kalıyor Rahmetli olan Gazeteci Hrant Dink..

En duygulu anı..

Denizli'de 1985 yılında kısa dönem askerliğe gidiyor.. Çavuşluk sınavı yapılıyor.. Bütün askerler gibi Hrant Dink'te bu sınavı kazanıyor. Ama ayrıcalık yapılarak askerler çavuş kıyafeti giyerek mutluluklarını aileleri ile telefonda paylaşırken Hrant Dink'te er kıyafeti giydiriliyor. Bu olay onuruna çok dokunuyor.

Duygulanarak her gece ağlıyor.. İki çocuğuna ve ailesine askerindeki başarılı onurlu görev yapamadığı için gizli gizli kimsenin duymayacağı barakalarda anahtarlığı tenekelere sesli çizerek ağlamasını kimsenin duymasını görmesini istemiyor.

İlber Ortaylı, Milliyet Gazetesi’nde Altan Öymen'den aldığı teklifle 1983 yılında ilk gazetecilik mesleğini Milliyet Gazetesi’nde üç ay gazetecilik yapmıştır.

Ortaylı, üç aylık gazetecilik mesleğinin konuşmasına ve diline açık bir üslup getirdiğini çok şey kattığını belirtir. Mehmet Şevki Eygi, Kanlı Pazar olaylarını kışkırtı mı?

Gazeteci Yazar Mehmet Barlas'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile samimiyetinin nereden geldiği.. Mehmet Barlas, Recep Tayyip Erdoğan'ın, Belediye Başkanlığı döneminde 28 Şubat 'ta hapse atılmıştı.

Mehmet Barlas, Tayyip Erdoğan'ı cezaevinde ziyaret ederek Turgut Özal'in Anılarla kitabını, Barlas'ın yazdığı bu kitabı Erdoğan'a hediye ederek “İleride seninde başına gelecek" diyen Barlas..

Daha sonra 26 Mart 1999 yılında Pınarhisar'da cezaevine gelerek Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret eden Mehmet Barlas samimiyetini iletmiştir.. Buna benzer akıcı ilginç önemli konuları anlatan Bab-ı Ali’nin İzinde kitabı çok ilginizi çekecek.. Bir çırpıda okudum..

O kadar harika bir kitap ki, ruhumdaki öğrenme bilgim arttı.

Bu güzel araştırma kitabının iletişim fakültelerinde okutulması gereken özel bir araştırma kitabı..

Gazetecilik yazarlık bu işte..

Emek üretkenlik ve güzel bir hediye biz gazeteciler okuyucular için..

Gazetecilik mesleği ve tarihe uzanan harika kitabı okumanız dileğiyle.. Gazetecilik adına gururumuz oldun.

Güzel yürek.. Sevgilerimle...