Kraliçe II. Elizabeth, 96 yaşına kadar nasıl bu kadar formda ve sağlıklı kalabildi?
Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in ölümünün yankıları henüz dinmemişken dikkatler şimdi de 96 yaşına kadar nasıl dinç ve sağlıklı bir şekilde yaşadığına çevrildi.
Kraliçe II. Elizabeth, birçok kişi tarafından, dünyaya karşı dayanıklılığın ve uzun ömürlülüğün bir simgesi olarak görülüyordu.
Kraliyet kuralları, baskılar, sorumluluklar ve aile skandallarına rağmen, 96 yaşına kadar fiziksel ve zihinsel olarak zinde kalmayı başardı.
Peki bunu nasıl başardı? Kraliçe Elizabeth nasıl bu kadar formda ve sağlıklı kalabildi? Daily Mail'de yer alan habere göre, işte Kraliçe'nin harfi harfine bağlı kaldığı kuralları ve yaşam tarzı…
1. Egzersiz yapmak
II. Elizabeth katı bir egzersiz programı izlemedi, ancak fiziksel aktivite günlük yaşamının büyük bir parçasıydı.
Buckingham Sarayı'nda, günde iki kez corgi cinsi köpeklerini gezdiriyordu. Yaz tatillerinde konakladığı ve ölmeden önceki son anlarını geçirdiği Balmoral arazisinde uzun yürüyüşler de yaptığı biliniyor.
Araştırmalar, günlük yürüyüş gibi hafif egzersizlerin bile kan basıncını ve stres seviyelerini düşürerek insanların yaşam beklentilerini uzatabileceğini gösteriyor.
2016'da yapılan önemli bir inceleme, 60 yaşın üzerindeki yetişkinlerde günde sadece 15 dakikalık egzersizin erken ölüm riskini yüzde 22 oranında azalttığını buldu.
2. Beynini çalıştırmak
II. Elizabeth 1952'de Kraliçe olduğundan beri, Noel Günü ve Paskalya Pazarı hariç, yılın neredeyse her gününde büyük bir kırmızı kutu dolusu evrak işi aldı.
Evraklar arasında meclis raporları, istihbarat belgeleri ve hükümetten hükümdara günlük gönderileri iletmek için kullanılan diğer belgeler vardı. Kraliçe'nin her sabah üç saat çalıştığı söyleniyor.
Bunlar dışında çeşitli kelime oyunları oynayarak ve düzenli kitap okuyup günlük tutarak beynini “çalışır” durumda tutuyordu.
Beyni uyarmak, bunamayı önlemenin en iyi yollarından biridir. Geçen ay yayınlanan bir analiz, düzenli zihinsel aktivitelerin alzheimer riskini yüzde 23 oranında azalttığını buldu.
3. Kilosuna dikkat etmek
Kraliçe, fiziksel olarak yavaşladığı ve daha az aktif hale geldiği son yıllarda bile hiçbir zaman fazla kilolu görünmedi.
Bu, kısmen, her gün büyük ölçüde aynı öğün porsiyonlarını yemesinde yatıyor. Eski bir kraliyet şefi olan Darren McGrady, 2020'de kocasının aksine “Kraliçe bir yemek meraklısı değil” demişti.
Kraliçe'nin öğle ve akşam yemeklerini basit tuttuğuna ve genellikle bir tabak sebze ve kırmızı et, kümes hayvanları veya balıktan hoşlandığı söyleniyor. Ayrıca yemek yerken makarna ve patates gibi basit karbonhidratlardan da kaçındığı biliniyor.
4. Günlük bir rutine sadık kalmak
2020'de hükümdarın günlük rutini hakkında yazan Bryan Kozlowski'ye göre, II. Elizabeth'in rutin bir günü şu şekilde:
Kraliçe, 7.30'da uyanır.
Bir fincan Earl Grey'in tadını çıkarır.
Kahvaltı öncesi banyo yapar.
Kahvaltıda birkaç gazeteye göz atar veya radyo dinler.
Kırmızı evrak kutularıyla ilgilenir ve toplantılara katılır.
Öğleden sonra Saray dışında ziyaretler yapar, ikindi çayı için yaşadığı yere geri döner.
Daha fazla meclis raporu okur.
Akşam, muhtemel bir kokteyl resepsiyonu veya halka açık akşam yemeğine katılır veya kelime oyunu oynar veya TV izler.
Günlüğü ve kitabıyla saat 11'de yatağa girer.
ABD'deki Illinois'deki Northwestern Üniversitesi'nden araştırmacılara göre, günlük bir rutine bağlı kalmak, stres ve kaygı düzeylerinin azalmasına yol açıyor.
5. Hayvanlarına ve ailesine olan sevgisi
Kraliçe Elizabeth'in, geçtiğimiz yıl 99 yaşında hayatını kaybeden eşi Prens Philip'e olan özel sevgisi onu “hiç şüphesiz” olduğu yaştan daha genç tutuyordu.
Eşinin 2021'deki ölümünden sonra Kraliçe, hareketlilik sorunları yaşadı. Bu da onu ya etkinliklerden çekilmeye ya da görüntülü aramalarla dahil olmaya zorladı, görevlerinin çoğunu yüz yüze getirmeye zorlanmaya başladı.
Araştırmalar mutlu bir evliliğin fiziksel ve zihinsel sağlığınız için iyi olduğunu gösteriyor.
Psychological Science dergisinde 2019 yılında yayınlanan bir araştırma, evliliklerinde mutlu olan kişilerin sekiz yıllık bir süre içinde ölme olasılığının daha düşük olduğunu buldu.