Usta sanatçı İlhan İrem, son yolculuğuna uğurlandı
Türk müziğinin unutulmaz isimlerinden şarkıcı ve söz yazarı İlhan İrem için Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) tören düzenlendi. Törenin ardından İrem'in naaşı Bebek Camii'ne götürüldü. Burada öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından İrem, Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Şarkıcı ve söz yazarı İlhan İrem, böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede dün hayatını kaybetti. İrem için bugün Atatürk Kültür Merkezi'nde tören düzenlendi.
Törene İrem'in eşi Hansu İrem, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Kültür Müdürü Coşkun Yılmaz'ın aralarında bulunduğu siyasetçiler, sanatçılar ve sevenleri katıldı. Törene Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da çelenk gönderdi.
Dostları böyle veda etti
Törende İrem'in meslektaşları ve arkadaşları usta sanatçıya veda konuşmaları yaptı. İşte onların sözleriyle İlhan İrem…
Ali Kocatepe: Yolunu ışıklar aydınlatsın
"İlk plağı yayınlandığında 18 yaşındaydı. Öyle güzel 'Boş ver arkadaş' dedi ki... Yer yerinden oynadı. Onu tanıdıkça sevdik. Türkiye'nin genç bir aydını olarak, çok güzel şarkıların bestecisi ve yorumcusu olarak... Yeniliklere açıktı. 1974'te 7 sanatçı arkadaş bir araya gelerek Antalya festivalleri için 'Antalya'ya Koş' şarkısını söylemiştik.
80'lerin sonunda 'Yeşiller Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldık, ama siyaseti sevmedik. Çok değerli bir düşünce insanıydı. Sevgi dolu bir yol açtı. Cesurdu, dik duruşunu hiç değiştirmedi. Susmadı, sözünü hiç esirgemedi.
Onu son konserinde de izlemiştim. Bize armağan ettiğin şarkılar ve kitaplar için sonsuz teşekkürler. Yolunu ışıklar aydınlatsın. Güle güle arkadaşım.
Coşkun Demir: İki gündür kafamı toparlayamıyorum
"Ben 1980 yılında rahmetli Melih Kibar ve Çiğdem Talu vasıtasıyla tanıştım. 40 sene oldu. O kadar iyi dostuz ki... Benden daha tecrübeliydi. Bu piyasanın bütün inceliklerini anlatırdı. Benim sesimi çok severdi. O kadar güzel anılarımız oldu ki. Şarkılarını kimseyle paylaşmak istemezdi. Benim 4 şarkıma imza attı. Beni ne kadar sevdiğini anladım. Hiç kardeşim olmadı. Onu kardeşim belledim. Son bir yıldır onu göremedim. Sevgili eşinden haber alıyordum. Hansu, dev gibi kalbi olan bir eş. Ben onu teselli edeceğime o beni teselli etti. İlhan bana "Coşuvar" derdi, 'yok saçlı prensim' derdi. İlhan'cığım o kadar aramızdaki bağ güçlüydü ki...
Kim O? adlı bir şarkı yazdı bana. Bu şarkının isim annesi Çiğdem Talu idi. O kadar mükemmel bir söz yazdı ki İlhan. Çok arayacağım onu. İki gündür kafamı toparlayamıyorum. İlhan'ım görüşmek üzere inşallah. Işıklar içinde uyu."
Onur Ataman: 'Masumiyet en değerli şey' diye yazmıştı
"2015'ten itibaren İlhan Abi ile çalışma şerefine nail oldum. 'Onur'cuğum İlhan Abi ile çalmak ister misin?' dedi. İlhan Abi'den biz büyümeyi öğrendik. Bize bir mail atmıştı ilk konserden sonra, onu paylaşmak istiyorum...
"Kainat bazı zamanlarda bazı insanlara büyülü bir dokunuş yapar. Bu ışığın içine girdiniz. Muhteşem bir konser verdik. Harika bir performans sergilediniz. Hayatın her anı kristal. Başarınızı kıskananlar olacaktır. Kalbinizi avuçlarının içine alıp kafanızı karıştıranlar olacaktır. Ruhunda müzik aşkı olmayan tatlı su rock'çılarına dikkat edin. Sağ duyunuza güvenin. Kalbinizin sesini dinleyin. Masumiyet en değerli şey. Önünüze çıkan engellerde hatırlamanız için sizinle bu mesajı paylaşıyorum. Işık ve sevgiyle..."
Murat Meriç: 'Bir tek buna hazırlıklı değildim'
"Her konser öncesi 'Murat Meriç kaç kişi geliyorsunuz?' derdi. Orada olurduk. 'Her şeye hazırlıydım' dedim ya. Bir tek buna hazırlıklı değildim. Çevre hareketinde, barış hareketinde hep en önde oldu. Her şeyden öte onun dik duruşu benim için çok önemli. Bakıyorum salona, çok sevdiklerim burada. Hepimizi birleştiren bir orkestra şefi gibiydi İlhan İrem. Bir gün bir yerde buluşacağız nasılsa. Onu, o imza cümlesiyle uğurlamak istiyorum: Işık ve sevgiyle usta."
Erhan Konuk: 'Yaşarken pamuklarda saklasak keşke'
"58 yaşındayım. Ben İlhan'da 'Ne kadar büyürseniz o kadar küçüleceksiniz'i gördüm. O büyüdükçe küçüldü. Tevazu sahibiydi. Sizi o kadar güzel ağırlardı ki... 14 sene sonra ilk kez radyo programıma konuk oldu. TRT FM'e geldi. Kapının önü insan doldu. Kimseyi kırmamış birisiydi. O kadar zor ki bunları konuşmak. Anlatmak da zor. Biz hep giden kişinin arkasından gözyaşı döküyoruz. Onu sonradan anladığımızı düşünüyoruz. Yaşarken onları pamuklarda saklasak keşke. Çok değerli insanlar. İlhan'ı çok ama çok seviyordum. Ben sürekli seyahat eden bir insanım. Uçak biletinin 1 saat önce olduğunu fark etmemişim. Kafamı o kadar karıştırdı ki... İlhan'ı çok sevdim... Çok seviyorum. Çok da seveceğim."
Hakan Eren: 'Her zaman ruhen beraber olacağız'
"Radyo, televizyon ve sahnelerde çok şey konuşuyoruz ama burada konuşmak zor. Çok abiliğini gördüm ona müteşekkirim. Şarkı veremiyorum ama sana şiir vereceğim diyerek tanıştım. 2000 yılında çok ısrar ettim ama röportaj vermiyordu. 30'uncu yılında sana büyük bir sürpriz yapacağım dedi. 30'uncu sanat yılı için bana çok özel bir kayıt gönderdi. Ben bunu yayınladığım zaman radyonun önü konser kalabalığı kadardı. İletişimimiz hiç kopmadı. İlhan İrem'i müziği ile anlatmama gerek yok. Gerçek bir sanatçı, gerçek bir Atatürkçü ve gerçekten sözünü esirgemeyen biriydi. Gerçek sanatçılar her zaman yaşar. İşte gerçek sanatçı ve her zaman yaşayacak. Uzun zaman görüşemeyince: 'Bedenen değil, ruhen beraberiz' derdi. Her zaman ruhen beraber olacağız."
Ekrem İmamoğlu: Çok özel bir sanatçı
"Ölüm haberi bana bildirildiğinde çok enteresan bir biçimde yanımdaki arkadaşıma İlhan İrem'i kaybettik ve ardından çok seviyordum dedim. Bu çok enteresan bir duygu. İnsanların içinde bazı şeyler birikiyor ve bir an kaybedince hatırlıyorsunuz. Çok seviyordum lafını bana dedirtmesi çok enteresan. Biz yan yana gelmedik, el sıkışmadık. Bu duyguyu vermek, bunu verebilen bir insan olmak çok özel bir insan olmasına yetiyor. Gerçekten insanların aklına kazınan, duyguları yerleştiren, sözleriyle düşündüren çok özel bir sanatçı. Böyle bir insanın bu ülkede yaşamış olması değerliydi. Sanatçı duruşuyla herkesin kalbini kazanan bir insan. Bu an itibariyle İlhan İrem, İstanbul'a emanettir. İstanbul'da her türlü kendisini ve eserlerini yaşatmaya, onu özel konumunda hissettirmeye devam edeceğiz."
Ahmet Misbah Demircan: Yaralı ruhlarımıza şifa oldu
"Kalbimize dokunan çok önemli bir sanatçıya veda ediyoruz. İlhan İrem dünyayı yaşanılır kılan, dönüştürücü gücün sevgi olduğunu vurgulayan büyük bir ozandı. Yazdığı şarkı sözleri içimize işleyen, hayatla aramızdaki köprüydü. Gençlik yıllarında 'Nereden bileceksin ayrılığın acısını, sen hiç sensiz kalmadın ki' şarkısı ile aşıkların sözcüsü olmuştur. İyileştiren bir müzik yapıyordu. Şarkıları bizim yaralı ruhlarımıza şifa oldu. Düşmanlığı değil barışı aşılayan İlhan İrem, gidişiyle de tüm Türkiye'yi birleştirdi. Onu; müziği, kelimeleri ve tabutunun Türk bayrağına sarılmasını isteyecek kadar büyük vatan aşkıyla hatırlayacağım. Ona kendi sözleriyle veda etmek istiyorum:
"Çok uzak anılar çocukluğumuz
İlk öpüşün coşkusu unuttuğumuz
Hayat bir aksiseda uçurumlarda
Dağılır paramparça karşı yarlarda
Bir üçüncü göz gerek hayat sevgidir
Çöz artık gözlerini oyun bitmiştir"
Bebek Camii'nde cenaze namazı
Bebek Camiinde kılınan cenaze namazının ardından İrem, Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi."
"Dünyanın en özgür ilk gençliğini yaşadım"
İlhan İrem, Temmuz 2012'de Hürriyet'e verdiği bir röportajda "Dünyanın en özgür, en mutlu çocukluk ve ilk gençliğini yaşadım" demişti. İrem çocukluğunu şu iki "olağanüstü bir düş, sonsuz bir özgürlük" ifadesiyle özetlemişti.
Eşi Hansu İrem'le mütevazı bir hayat süren İlhan İrem, 90'lı yıllarda haksızlıklara tepki olarak kendi dünyasına çekilmiş ve yedi yıl inzivada yaşamıştı.