Bülent Ersoy'un daha önce hiç yayınlanmamış fotoğrafları ortaya çıktı
Ünlü sanatçı Bülent Ersoy, Miss Turkey 2024 yarışmasının birincisi İdil Bilgen ile ilgili 'Şabaniye' benzetmesiyle ilgili 'Ne dediysem o, söylediklerimden de dönmem' sözlerini yineledi. Öte yandan verdiği röportajda Bülent Ersoy'un daha önce hiç görülmemiş fotoğrafları ortaya çıktı.
Miss Turkey 2024 yarışmacısının birincisi seçilen ve sosyal medyada tartışmalara yol açan kararla birlikte çok konuşulan İdil Bilgen ile ilgili Bülent Ersoy da yorum yapmıştı.
"Kızcağız biraz Şabaniye’ye benziyor çok erkek suratlı. Ben daha kadın hatlarını seviyorum. Benim için güzel kadın Sibel Can’dır. Saç telinden ayak tırnağına kadar kadın kadındır" sözleriyle gündeme gelen Bülent Ersoy'un o yorumu da konuşulanlar arasında yer almıştı.
Ses sanatçısı ve magazin yazarı Onur Akay, Bülent Ersoy'la röportaj yaptı. Ersoy'un gençlik yıllarındaki fotoğraflarını da istediğini belirten Akay, "Bülent Ersoy da İdil Bilgen ile ilgili bir açıklama yapınca, bende Bülent Ersoy arşivi tutan dostum Erkan Düzdaş’tan, Diva’nın hiçbir yerde olmayan gençlik fotoğraflarını istedim. Sağ olsun kendisi bana hemen attı. Sonra Bülent Hanım’ı aradım ve telefonda akşam saatlerinden sabah ezanına kadar uzun uzun konuştuk ve Diva’mız izin verdi bende sizlere o özel söyleşimizi iletiyorum" notunu düştü.
"Ne dediysem o, söylediklerimden dönmem"
Bülent Ersoy'un daha önce görülmemiş fotoğraflarıyla röportajı yayınlayan Akay, Ersoy'un şu sözlerini aktardı:
"Böyle bir yarışmanın varlığından hiç haberim yoktu, yarımayı duymadığım için de kim seçilmiş, nedir, ne değildir haberimin olmadığını basın müntesibi muhterem arkadaşlarıma ifade ettim. Kendileri de cep telefonlarından bana seçilen hanımefendinin fotoğrafını gösterdiler. Fotoğrafı gördükten sonra bende sorulan soru gereği fikrimi beyan ettim ve hanımefendinin biraz erkeksi hatları olduğunu, sanki rahmetli Kemal Sunal arkadaşımın bir filmi vardı ya hani Şabaniye diye, sanki Kemal Sunal’ın o filmdeki haline benziyor dedim. Bu da benim kişisel yorumumdu, soruldu söyledim. Vallahi çocuğum, ben her zaman kitabın ortasından konuşurum… Ne dediysem o, söylediklerimden de dönmem!"
"Buyurun başınıza taç edin, ben doğruları konuşurum"
"Daha sonra bir de baktım gördüm ki bazı muhterem dinleyiciler, izleyiciler, sapla sapmanı birbirine karıştırıp ama o kız çok bilgili ve kültürlü bir kız yorumunda bulunmuşlar. Hatta ve hatta 'Bülent Hanım, o kızın kalbinin kırılacağını hiç düşünmemiş mi' diyenler olmuş. Hanımlar, beyler sizler o zaman doğruları söyleyeni dokuz köyden kovup, yalan ve yalancılığa mı prim vermek istiyorsunuz? Buyurun alın başınıza taç edin. Ama ben her zaman doğruları konuşurum..."
"Kendimi bile eleştirirken canımı acıtma pahasına dahi olsa en büyük eleştirileri kendime yaparım. Herkes bilsin ki beni kimse yalan söylemeye mecbur edemez. Bu hanım kız kendine güvenmiş, gitmiş birinci de seçilmiş ama kim nereye seçilmiş olursa olsun, ben sorulan sorular üzerine kişisel yorumumu beyan ettim. Hepsi bu."
"Zeka bu tarz yarışmaları etkileyemez"
Bülent Ersoy'dan "Zeka bu tür yarışmaları etkiler mi?" sorusuna ise şu yanıt geldi:
"Birilerini canı yanacak diye ben yalan konuşamam. Muhterem sanatseverler, burası ismi ile müsemma, bir güzellik yarışması ve onun için kimsenin bilgisi, zekâsı ya da çok iyi insan oluşu bu tarz yarışmaları etkileyemez."
"Bu bilgi yarışması değil, güzellik yarışması"
"İnsanlar, Türkiye güzelini Tıp Fakültesi mezunu ve donanımlı diye anlatıyor" sözlerine ise şöyle yanıt verdi: "O vakit doktor hanım bilgi yarışmasına gidecek güzellik yarışmasına değil. O kadar bilgisi var ise bence bilgi yarışmalarına katıp taltif ve takdirlere mazhar olsaydı. Yani zekâsı, bilgisi ve eğitimi ile boy gösterip birinci olsaydı. Yalnız kimse unutmasın ki güzellik yarışması sadece ve sadece güzelliğin yorumlandığı ve not verildiği bir platformdur. Gelin görün ki bu bir bilgi yarışması değil bir güzellik yarışması ve burada kadının ya da erkeğin güzellik normlarına uygunluğu esas teşkil eder."
Yarışmayla gündeme gelen torpil ve ayrımcılık iddiaları hatırlatılırken, Ersoy'dan "Siz Popstar Alaturka yarışmasında jüri başkanıydınız. Acaba yarışmacılara hiç yanlı bir not verdiniz mi?" sorusuna şu yanıt geldi:
"Hayır, ben jüri başkanı değildim. 2007 Popstar Alaturka programında naçizane bendenizde sadece mümeyyiz vasfımla bulunuyordum. Nitekim hiçbir zaman okuyamayan bir çocuğumuza, ah yavrum çok iyi insan bu deyip kendisini birinci yapmadım. Kaldı ki çocuğum dahi olsa hak etmeyen birine hak etmiş gibi not vermek, benim kitabımda yazmaz. Kaldı ki zaten 2007 yılındaki o Popstar Alaturka programının jürisinde, benimle birlikte olan çok kıymetli isimler vardı. Örneğin, benim gibi hocalık vasfına haiz olan büyük Orhan Gencebay beyefendi ve sesine hayran olduğum, Türk müziğinde genç neslin en büyük temsilcilerinden biri olan Ebru Gündeş hanımefendi ve de televizyon program yapımcılığında çok üstün yetenek ve bilgi birikimine haiz kadim dostum Armağan Çağlayan vardı. Onun için herkes işini çok iyi biliyordu, verdiğimiz notlar da üç aşağı beş yukarı hemen hemen hep aynıydı..."
"Bu arada konu belki biraz dağılmış olabilir ama toparlamak gerekirse, ben ve oradaki tüm kıymetli jüri azaları, hiçbir zaman hak etmeyene itibar edip haksız notlar verip birinci yapmamışızdır. Onun için herkesin iyi ya da kötü oluşunun, ya da çok bilgili ya da bilgisiz oluşunun konumuzla yakından veya uzaktan ilgisi olamaz. Konumuz güzellik yarışması ve güzelliktir. Eğer sizler bu kızımızı Türkiye birinciliğine yakıştırdıysanız ne mutlu sizlere. Ben şahsen konuların birbirine karıştırılmasını abesle iştigal görüyorum."