Çocuk oyuncu Ebrar Demirbilek, en çok zorlandığı sahneyi açıkladı
Atv'de Cuma akşamları ekrana gelen Hercai dizisinin minik yıldızı Ebrar Demirbilek, Yeni Çağrı Gazetesi'nden Gizem Yıldız'a en çok zorlandığı sahneyi açıklarken rolü ile ilgili de dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Bir Gizem Yıldız röportajıdır - Bu sene ‘En İyi Çocuk Oyuncu Ödülü'nü alan, 2 sezondur Hercai dizisinde yıldızı parlayan, başarılı, sevimli, küçük Ebrar Demirbilek ile gelecek hayallerinden konuştuk. Şimdiden 1 Milyon takipçisi var, en küçük yaşta Altın Kelebek Ödülü'ne sahip oldu, ekranda milyonları aynı anda güldürebiliyor, aynı anda ağlatabiliyor, yeteneğini daha 6 yaşında ispatladı. O kadar zeki bir çocuk ki, sorduğum bütün sorulara büyük insanlar gibi cevaplandırdı. Ebrar Demirbilek, oyuncu olarak doğanlardan. Doğduğu günden beri setler onun oyun dünyası, oyuncular, yönetmenler en yakın arkadaşı. Ben de Ebrar Demirbilek’e kurduğu bu dünyayı anlatmasını istedim. İşte Hercai’nin Gül Şadoğlu’su, minik Ebrar’ın dünyası…
Altı aylıkken televizyon dünyasıyla tanıştın. Şimdi altı buçuk yaşındasın. Bu küçük yaşında akıllardan silinmeyecek birçok projede yer aldın. Kendini oyuncu olarak hatırladığın “Meleklerin Aşkı” dizisinde kamera karşısına geçince ne hissettin?
Çok heyecanlıydım. Kameraların karşısında olmak çok eğlenceliydi, çok sevmiştim. Ayrıca o zamanlar dört yaşında olduğum için biraz da meraklıydım. Önceden tek kamerayla çalışıyordum. Orada birçok kamera vardı. Daha önce hiç bu kadar kamera karşısına geçmemiştim. Şunu biliyordum ki; tiyatro olmadığı için bir yanlış yaparsam, bir daha çekebileceğimizi biliyordum. Orada bir tane köpek vardı, beni yalamıştı.
Köpekleri seviyorsun o zaman?
Evet, bütün hayvanları çok seviyorum. Onlarla ilgili bir sürü araştırma yaptım. Hayvanlar alemiyle ilgilenmek en sevdiğim ilgi alanım.
Bazen çocuk olamadığını düşünüyor musun?
Hayatın hep setlerde geçiyor. Diğer çocuklar dışarıda oynarken sen sette çalışıyorsun… Düşünüyorum, ama zaten ben çocuğum. Setlerde de koşup oynayabiliyorum. Ekipteki oyuncular, yönetmenimiz, set ekibi beni çok seviyor. Bazen yönetmen “Şu çocuk gibi oynasanız 2 dakikada sizin sahnenizi bitiriri” diyor. Set benim oyun alanım gibi, zaten çocuk olduğum için kimse bana bir şey demiyor (gülerek).
Çocuktan Al Haberi programında sana dahi çocuk diyorlardı. O günleri hatırlıyor musun?
Bal Yanak Arda’yla pasta yapıyorduk.
Doğaçlama mı yapıyordun?
Yarısını onlar söylüyorlardı, yarısını da kendim doğaçlama yapıyorum. Oyuncu koçumla konuşuyorum, bazen yazılan sahneye ben bir şeyler ekliyorum. Daha güzel oluyor. Hercai dizisinde çok merak edilen, senin için sorulardan bir tanesi; bu kadar çok duygusal, ağlama sahnesinin olduğu bir dizide, nasıl ağlayabildiğin.
Bu içten gelen ağlama sahnelerini nasıl başarıyorsun? Damla gibi teknik şeyler kullanıyor musun?
Asla öyle şeyler kullanmadım. Şimdi bile ağla desen hemen ağlarım. Bu benim en büyük sırrım, kimseye söylemem.
Sen büyüyünce de çok güzel bir oyuncu olacaksın!
Hayır, ben büyüyünce oyunculuğu bırakmak istiyorum. Büyüdüğümde at binicisi ve at eğitimcisi olmak istiyorum. Atları çok seviyorum. Çocuklar mesleklerini hep değiştirerek büyüyorlar. Ben de şimdi böyle düşünüyorum. Hercai dizisinde at binmeyi de öğrendim. İleride de sadece at binebileceğim dizileri kabul etmek istiyorum.
2 sezondur “Hercai” dizisinin içinde en sevilen oyunculardan birisin. Dizinin içindeki tek çocuk oyuncu sensin… Nasıl hazırlanıyorsun?
Oyuncu koçumla birlikte çalışıyorum. Kostüm konusunda eğer devamlılık yoksa kendi giyeceğim kıyafeti Gül tarzına göre seçiyorum.
Gül’ün tarzı nasıl oluyor?
Minik, küçük bir çocuk, bir o kadar da korkusuz, sevimli, hep planlar yapan bir kız.
Dizide en çok kimi seviyorsun?
Feride (Çetin) Anne başta olmak üzere bütün ekip arkadaşlarımızı seviyorum.
Miran’cığını seviyor musun?
Çok seviyorum Miran’cığımı, ayrıca ona ayrı bir hayranlığım var (gülerek).
Duygularını resim yaparak çok güzel ifade ediyormuşsun. Sette olmadığın zamanlarda neler yapıyorsun?
Resim yapmayı, dans etmeyi çok seviyorum. Evin içinde küçük bir laboratuar yaptım. Burada bir sürü deney yapıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum.
Bana Ebrar’ın ağzından Gül Şadoğlu’nu anlatabilir misin?
Gül’ün değişik planları var. Küçük tatlı bir çocuk, ailesini çok seviyor, ama en çok ablasını seviyor. Ben Gül kadar ağlamıyorum (gülerek). Gül Şadoğlu dizide sürekli evden kaçıyor, çok kurnaz bir çocuk.
Gül karakterinin içine girerken zorlandığın zamanlar oluyor mu?
Evet, bazen zorlanıyorum. Bazı kelimeleri söylemek çok zor oluyor. Özellikle Gül’ün gülme sahnelerinde zorlanıyorum, çünkü ben o an gülmek istemiyorum. Hava sıcak diye öğlen sıcağı bittikten sonra sete çıkıyoruz, çalışma saatleri geç saatlere kadar uzayınca gülme sahnelerinde zorlanıyorum. Gülemediğim zaman daha çok ağlamak istiyorum. Bence gülmek ağlamaktan daha zor…
O zaman bir dram projesinin içerisinde olmak seni zorlamıyor…
Evet, ben dram projelerini daha çok seviyorum. Çoğu çocuk ağlayamazken ben hemen ağlayabiliyorum. Dram karakterinin içine girmek benim için daha kolay.
Bu sene Altın Kelebek Ödüllerinde “En iyi çocuk oyuncu ödülünü sen aldın. Bu kadar değerli bir ödül almak sana neler hissettirdi?
Yetenekli olduğum için bu ödülü aldım. Altın Kelebek ödülünü ben hakkımla kazandım. Bana ilk söylediklerinde çok heyecanlanmıştım, çok sevindim. Bir de ilk ödülümün Altın Kelebek olması benim için daha da anlamlı oldu.
Instagram’da 1 milyon takipçin var. Bu durum sen de ünlü olma duygusu yarattı mı?
Ben ünlü olmak istemiyorum. İnsanlar ben sanki başka bir canlıymışım gibi yolda, başka bir yerde peşimden geliyorlar. Ünlü değilim ben çocuğum.
Sette geçirdiğin eğlenceli anıların var mı?
Ben sette su satıyordum. Herkese bir kuruştan sattığım için herkes alıyordu. Setler benim oyun dünyam gibidir. Orada çok eğleniyoruz, özellikle Hercai dizisinin set ortamında aile gibiyiz.
Bu sene ilkokula başlıyorsun. Heyecanlanıyor musun?
Çok heyecanlıyım. Bir sürü arkadaşım olacak, okuma yazma öğreneceğim. Daha önce okula gitmiştim, ama İngilizce okuluydu.
Son olarak, seni sevenlere ne söylemek istersin?
Buradan tüm beni destekleyen sevenlerime sevgilerimi yolluyorum.