- Haberler
- Magazin
- 'Hababam Sınıfı'nın 'Çalışkan Ahmet'i Ahmet Sezerel, yıllar sonra ortaya çıktı! İşte son hali…
'Hababam Sınıfı'nın 'Çalışkan Ahmet'i Ahmet Sezerel, yıllar sonra ortaya çıktı! İşte son hali…
Türk Sineması'nın unutulmaz yapımlarından olan 'Hababam Sınıfı'nda canlandırdığı 'Çalışkan Ahmet' karakteriyle hafızlarda yer edinen, oyunculuğun yanı sıra Yeşilçam'a damgasını vurmuş pek çok filmde yönetmenlik yapan Ahmet Sezerel, yıllar sonra ortaya çıktı.
Habertürk’ten Aytekin Teker’in haberine göre, Rıfat Ilgaz'ın kitabından uyarlanan ve Ertem Eğilmez tarafından beyazperdeye yansıtılan 'Hababam Sınıfı'nın her serisi hafızalardaki yerini koruyor.
Özel Çamlıca Lisesi'ne atanan müdür muavini ve tarih öğretmeni olan Mahmut Hoca'nın (Münir Özkul), 6 A Edebiyat nam-ı diğer Hababam Sınıfı'nı haylazlıklarına karşı disipline etmeye çalışmasının yanı sıra ciddi olayların ve sosyal mesajların da yer aldığı yapım, Türk Sineması'nın unutulmaz eserlerinden biri.
Münir Özkul'un yanında Adile Naşit, Kemal Sunal ve Tarık Akan gibi usta isimlerin de rol aldığı yapımdaki pek çok oyuncu artık aramızda değil. 'Hababam' kadrosundan geriye kalan isimler ise artık gözlerden uzak bir yaşam sürdürüyor. Bunlardan biri de 'Hababam Sınıfı Uyanıyor' serisinde 'Çalışkan Ahmet' karakterine hayat veren Ahmet Sezerel.
'Gülen Gözler', 'Aile Şerefi' ve 'Cenettin Çocukları' gibi Yeşilçam'ın unutulmaz yapımlarında da rol alan Hababam Sınıfı'nın ilk ve tek mezunu Sezerel, oyunculuğunun yanı sıra Türk Sineması’na damga vuran pek çok filmin yönetmenliğini de üstlendi.
Sezerel, sanat yolculuğunu ve şimdiki hayatını anlattı.
"Tiyatro fotoğrafçısıydım"
69 yaşındaki usta sanatçı, oyunculuk serüveninin tiyatro fotoğrafçılığı sayesinde başladığını açıkladı. Sezerel, "Liseyi son sınıfta bıraktım. İş hayatına gazetecilikle başladım. 1972'de tiyatro fotoğrafçılığı yapıyordum. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nun fotoğraflarını çekiyordum. Ali Poyrazoğlu'nun teklifiyle tiyatroya başladım. Sonrasında mankenlik ve fotomodellik de yaptım." dedi.
'Hababam Sınıfı'na katılma süreci
Sezerel, 'Hababam Sınıfı'na katılma sürecinden de bahsetti:
“Metin Erksan ile 'Kadın Hamlet'i çektik. Fatma Girik ile rol aldım. Sonra Şerif Gören'in yönetmenliğini üstlendiği 'Darbe' filminde Cüneyt Arkın ile çalıştım. O filmlerde oynadıktan sonra Ertem Eğilmez beni 'Hababam Sınıfı' için çağırdı. 21 yaşındaydım sanırım. 'Çalışkan Ahmet' rolünü verdi. Şanslıyım... Aradan 46 sene geçmiş bu suratımla bile beni 'Çalışkan Ahmet' diye tanıyorlar. (Gülüyor) Yeni çekilen 'Hababam Sınıfı'na çağırdılar ama gitmedim. İnsanların beni 'Çalışkan Ahmet' olarak hatırlamasını istedim.”
"Arzu Film’de aile ortamı vardı"
Usta oyuncu, Arzu Film'deki çalışma ortamını ise şöyle anlatıyor:
“Arzu Film'de aile ortamı vardı. Senaryo yazılacağı zaman herkes Ertem Ağabey'in evinde toplanırdı. Öğlene kadar gırgır şamata... Saat 12'de onun evinde yemek pişerdi. Kartal Tibet, Sadık Şengil, Halit Akçatepe ve Yavuz Turgul diyalogları yazardı. Ertem Ağabey senaryoyu beğenmeyince yırtardı, baştan yazılırdı.”
"Ertem Eğilmez sigara dumanıyla oyuncuları ağlatırdı"
Ertem Eğilmez ile ilgili anılarından da bahseden Sezerel, "Ertem Ağabey günde 5 paket sigara içerdi. Ağlamakta zorlanan oyuncu oldu mu direk devreye girerdi, zaman kıymetli tabi... Ertem Ağabey sigara dumanını oyuncunun gözüne üflerdi, öyle ağlatırdı. Onunla ilgili anılarımı anlatsam bitmez... (Gülüyor)" dedi.
"Filmlerin yüzde 95'i çöp!"
Yeşilçam'ı günümüz filmlerinden ayıran en önemli etkenin 'samimiyet' olduğunu vurgulayan Sezerel, "Bir sürü dizi bizim çektiğimiz filmlerin kolajıdır aslında. Çünkü bu filmlerde bir samimiyet ve aile dayanışması vardı. Şimdi aynı apartmanlarda oturan insanlar biribirini tanımıyor, eskiden bir mahalle kültürü vardı. Günümüzde samimiyet eksikliği var. Bana göre şu an çekilen filmlerin yüzde 95'i çöp. Yüksel Aksu ve Çağan Irmak gibi birkaç tane yönetmenin filmleri dışında çekilen filmler çok kötü." ifadelerini kullandı.
Usta sanatçı, kariyerinde aklına ilk gelen 3 sahneyi ise şöyle açıklıyor:
“İlk aklıma gelen Metin Erksan ile çektiğimiz 'Kadın Hamlet' filmindeki ölüş sahnemdir. Metin Ağabey beni soyup bataklığın içine sokmuştu. Bir saat açı aradı. Ben de suyun içerisindeyim. Sonra bir çıktım ayağımdan sülükler, yılanlar... Bir şey de diyemiyorsun çünkü karşında Metin Erksan var. Çok uğraşmıştık o sahne için...
İkincisi; 'Darbe' filmde Cüneyt Arkın'ın bana attığı 7 tokat vardır. Filmde onun oğlunu oynuyordum. İkinci filmim sanırım. Şerif Gören çekiyor. Bir tane prova, 3 sağ yanağımdan, 3 sol yanağımdan tokat istedi. Unutulacak tokatlar değildi. (Gülüyor).
Üçüncü ise; Tabii ki 'Hababam Sınıfı Uyanıyor'un final sahnesi."
"Bazı dostlarla daha çok cenazelerde görüşüyoruz"
Usta yönetmen, "Sektörden görüştüğünüz kişiler var mı?" sorusunu ise, "Eskiden Yeşilçam Sokağı'na çıkınca herkesle görüşülürdü. Lokaller, kahvehaneler vardı. Akşamları Papirüs'e gidilirdi. En son 'Çiçek Bar' vardı o da bitti. Itır Esen, Cengiz Nezir ve Rutkay (Aziz) Ağabey ile görüşüyorum. Rahmetli Tarık Akan ile yakındık. Bazı dostlarla daha çok cenazelerde görüşüyoruz artık." şeklinde yanıtladı.
"Faruk Peker'i sete götürmek için kapısında yatıyordum"
Türk Sineması'nın unutulmaz yapımlarından biri olan 'İffet'in kamera arkasında Kartal Tibet ile çalışan Sezerel, filmin başrol oyuncusu Faruk Peker ile ilgili de çarpıcı itiraflarda bulundu. Sezerel, "O dönemler Arzu Film, Akün Film ve Erler film sinemanın birinci ayağını temsil eden yapım şirketleriydi. İstanbul'da 11 sinemaya hakimdi. Ertem (Eğilmez) Ağabey ile Türker (İnanoğlu) Ağabey, Faruk Peker'i, Kadir İnanır'a alternatif olarak çıkardılar ama olmadı. 'İffet'te yardımcı yönetmendim. Faruk Peker'i sete götürebilmek için kapısında yatıyordum. Çok yakışıklı adamdı ama kendine etti." dedi.
O dönem Bulut Aras'ın da altenatif bir isim olarak çıkarıldığını belirten Sezerel, eğitimleri ve oyunculuk kumaşları olmadığı için sektörde tutunmakta zorlandıklarını söyledi.
"Sinemadan para kazanamadık"
Sinemadan para kazanamadığını söyleyen Sezerel, "Kemal Sunal çok yakın dostumdu. O bile sinemadan çok para kazanmamıştı. Kemal, son çektiği reklam filmleri ve dizilerden para kazandı. Sinemadan hiçbirimiz para kazanamadık. Hele şu dönem ile kıyaslayamayız bile." ifadelerini kullandı.
"Kemal Sunal, Türkiye'nin Charlİe Chaplİn'i"
Sezerel ayrıca, "Kemal Sunal, Marmara Üniversitesi'nde yüksek lisans yaparken, 1998 yılında "Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" adında bir tez yazdı. Tezinde 'Hababam Sınıfı'nın 108 defa televizyonda gösterildiğini yazmıştı. Aradan 24 yıl daha geçmiş düşünün ne kadar gösterildiğini. Kemal Sunal, Türkiye'nin Charlie Chaplin'idir." dedi.
Bir dönem kendi filmini yapmayı da düşündüğünü söyleyen Sezerel, "Çok düşündüm ama para meselesi. Bir sürü senaryo var ama bu yaştan sonra çok zor. Bizim zamanımızdaki teknikle şu anki teknik çok farklı. Dijital kameranın karşısına geçince hala o eski kameranın sesini bekliyorum ben. (Gülüyor)" şeklinde sözlerini sürdürdü.
"Emekliliği yaşıyorum"
Sinemadan uzaklaşması hakkında konuşan usta yönetmen, "12 Eylül Darbesi'nde Sinematek başkanıydım. 2,5 yıl başkanlık yaptım. Darbeden 2-3 kez gözaltına alındık. O zamanlarda gözaltı da 20-25 gün sürüyordu. Geçinmek için çalışmak zorundaydım. Taksim Sanat Evi ve Bodrum Torba Sanat Evi açtım. 42 yıl işlettim, meyhanecilik yaptık. Artık emekliliği yaşıyorum. (Gülüyor)" dedi.
"Beni hatırlamıyorlar"
Teklif gelmesi halinde tekrardan beyazperde ya da televizyona dönebileceğini söyleyen Sezerel, "Bana rol verseler, ya balıkçı ya sarhoş ya da meyhaneci rolü verirler. (Gülüyor) Beni oynatmıyorlar. Ben de herkes gibi cast ajansına kayıt olamam yani. Vefasızlık da demek istemiyorum ama sanırım beni hatırlamıyorlar." ifadelerini kullandı.
Sezerel'in ağzından kısa kısa dostları...
Münir Özkul: Baba...
Adile Naşit: Neşe...
Fatma Girik: Erkek Fatma
Tarık Akan: Güzel insan...
Kemal Sunal: Canım...
Şener Şen: Arzu Film'in neşesi
Halit Akçatepe: Kemal (Sunal) ile kavuklu ve pişekar
Şevket Altuğ: İlkeli bir insan...
Kaynak: Habertürk-Aytekin Teker