Betigül Ceylan

Masumiyet dizisini izlediniz mi?

Betigül Ceylan

Diziyi izlemeye başlarken ilk başta Hülya Avşar’ın nasıl bir projeye “Evet” dediğini merak ederek başladığımı itiraf etmeliyim. Hülya Avşar’ın sosyal mesajları olan işlere oyuncu olarak katkısını ben şahsen takdir edenlerdenim. Jüri üyeliği yaptığım bir kısa film festivalinde engelli bir genç erkek evladı olan bir anne olarak izlemiştim. Engelli çocuğu olmanın bambaşka bir yönüne projeksiyon tutmuştu film. Ve beni çok etkilemişti. Sosyal mesajı vardı ve etkileyici idi. Üstelik bir kısa filmde onu izlemek hem şaşırtmış hem de etkilemişti beni.

Mehmet Aslantuğ da her zaman sosyal sorumluluklara, yaşadığı, anısı olan şehirlere ve insanlara değer veren önemseyen birisidir. Bu yüzden de ayrı merak ettim diziyi belirtmeliyim. Neye evet demişti acaba?

Ve Deniz Çakır...oyunculuğuna her daim hayran olduğum bir kadın.

Ve bu üçlüyü izlemek için ekran başına oturduğumu itiraf ederek başlayayım en iyisi :)

İzlerken ilk şaşkınlığım; bu üçlüden bakışlarımı alarak beni konuya odaklayan, hikayenin büyüsüne kaptıran hangi yönetmendi acaba dedim? Ve Ömür Atay çıktı karşıma. şaşırdım mı? hayır tabi ki... müthişti. Dizinin derdini bana anlatmıştı. Etkilendim açıkcası...

19 yaş ergenliği, eşi ve eşinin ailesi tarafından sürekli hor görülen, aşağılanan, duygusal şiddete uğrayan bir kadın! Bu kadar şiddetin içinde susarak sadece kızına odaklanan, kızının dostluğunu kaybetmeden onu korumaya çalışan bir anne!

Ah bu ergenlikler... Ne zor süreçlerdir... Çocuklarımızda travmalar yaratmadan o dönemleri geçmesine eşlik etmek ne zordur bilirim... Ebeveynler travmalar yaratmak istemez ama yaratırlar da işte ne yazıkki...

Ama gördük ki; bir başkasının yarattığı travmalar daha yakıcı, daha sarsıcı... Öldürücü... Bir kişiyi fiziken yok ederken kocaman bir aileyi de ruhen yok eden deli bir acı...

Tüm bu duygularla izledim diziyi...

Şiddeti bir kez daha lanetledim... Nasıl o ruha bürünebilir insanlar anlayabilmiş değilim!

Sonra bu yazıyı hazırlarken sosyal medyada dizi hakkında yapılan yorumlara baktım...

İnsanların Hülya Avşar'ın ve Deniz Çakır’ın botokslarına odaklanarak izlemelerine şaşırdım?! Genç kızın yaşadığı gel/git leri şımarıklık olarak anlamlandıranlara şaşırdım...

Şiddeti nasıl kanıksadığımıza şaşırdım...İnsanların konuyu her zamanki fakir kız zengin erkek döngüsüne bağlamalarına şaşırdım.

Konu ve yazılanlar böyle miydi gerçekten? Evet! Böyleydi doğru.

Ama sadece bu açı ile bakmak bu dizinin bizlere anlatmak istediği derdine saygısızlık olurdu!

İzlemeliyiz! Dizinin senaristleri de klasik kaygılara ve korkulara düşmeden yazarlar umarım devamı bölümleri!

Ben izlemeye devam edeceğim sevgili okurlarım...izleyelim ki kadınlarımızın feryadını duyalım!

Ekibin eline sağlık, yolu açık olsun...

Eleştriri/övgü hiç bir şey yazmıyorsunuz ya:) Hani gelen maillere cevap vermekten yetişemedim derler ya, ben de hiç yok:)

Eee, yazın kasmayın hadi :)

[email protected]

Yazarın Diğer Yazıları