Damla Zararsız

Çoktan seçmeli…

Damla Zararsız

Hepimiz dünyaya seçemediğimiz birçok gerçekle açıyoruz gözümüzü. Fiziksel görünüşümüz, ailemiz, memleketimiz, ırkımız hatta genetik hastalıklarımızla...

‘Ben o aileyi istemiyorum’, ‘Ben esmer olmak istemiyorum’, ‘Ben gelecek ay doğmak istiyorum’ gibi bir itiraz hakkı verilmiyor. Verildiyse de ben hatırlamıyorum. Bana sorsalardı eğer, pek çok şeyin farklı olmasını dilerdim.

Peki, olamaz mı?

26 yıllık bir hayatı geride bırakmışken kendime ikinci bir şans veremez miyim? 

Eğitim hayatım herkes gibi sınavlarla geçti. Kâğıdı karalaya karalaya çözdüğüm soruları optiklere kodlarken hep tedirgin olurdum ‘Kaydırma yaparsam’ diye. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra bile o 4-5 seçenekli sorular, sınavlar hala bırakmadı peşimi. Belki de anlatmak istediği bir şeyler vardır.

Diyelim ki, en başa döndük. Neleri değiştirmek isterdik ya da vazgeçtim. Boşa hayal kurmayalım. Günümüz şartlarıyla bu mümkün değil.

Peki, hiç mi seçme şansı yok şu insan denen garibanın?

Elbette var. Yeterince içinizi kararttıysam biraz da güzel şeylerden bahsetmek istiyorum. 

Çoğumuz rahat yaşayabilmek için çalışıp para kazanmak zorundayız. Madem bu bir zorunluluk, o zaman öncelikle bize kendimizi mutlu hissettirecek işi bulup o işi yapmakla başlayalım hayat yolculuğuna. Aile ve akrabalarımızı seçemedik, evet ama arkadaşlarımızı, partnerimizi seçebilir, kendimize ikinci bir aile yaratabiliriz. Sizi anlamayan, dinlemeyen, bencil, varlığı yalnızca size yük oluşturan insanları çıkarın hayatınızdan.

Birden mi?

Evet, hemen şimdi. Yeterince zaman harcadınız.

Gelelim fiziksel görünüşe...

Kimse sizi en baştan yaratamaz. Sahip olduğunuz görünüşü, bedeni sevin ve ona iyi bakın. Nerede doğacağımızı seçemedik, evet ama nerede yaşamak istediğinizi seçin ve herkese, her şeye rağmen bunu gerçekleştirin. Kendinize sınıf aramayın. Şunlardan, bunlardan olmayın. Öncelikle olmak istediğiniz insan olun ve yürekten inanmadığınız hiç bir şeyi “Biz atadan böyle gördük.” diyerek savunmayın. Sizi olmak istediğiniz size götüren yolu bulun ve o yolda size eşlik edecek yol arkadaşları bulun. İlk engelde sizi bırakıp dönecek yol arkadaşları değil. Bırakırsa da üzülmeyin yol üstünde pek çok insanla karşılaşacaksınız. Yeter ki, inanmaya devam edin. 

Babaanne gibi nasihat etmek değil niyetim. Çıktım kendi içimden ve karşıdan kendimle konuşuyorum aslında.

Hayat her daim çoktan seçmeli. Önemli olan doğru olanı seçmek. Doğruyu seçene kadar da yürümeye devam. Yürürüm. Hiç yorulmadım ki...

Yazarın Diğer Yazıları