Damla Zararsız

O, öyle değil…

Damla Zararsız


Dürüstlük ile patavatsızlık arasındaki ince çizgiden konuşalım istedim. Hani bazı insanlar vardır, "Kafamı kesseler doğruyu söylerim.”diyen, bir de bununla övünen. 

Tebrikler! Söyledin de ne oldu şimdi? Başın göğe mi erdi? Anadolu deyişiyle, “Göverip de bostan mı oldun?”.

Sen dürüst değilsin. Sen patavatsızsın. Daha kötüsü bunun farkında bile değilsin. Bak şimdi sana bir sır vereceğim! Her doğru, yüksek sesle söylenmez! 

Bu insanlar her an yeni tespitler yapıp insanlık tarihine çok değerli katkılarda bulunur. Kilo alırsın, sanki sen hiç farkında değilmişsin gibi gelir sana, "Sen çok kilo almışsın." der. Çünkü hiç ayna yok etrafında, çünkü kendine hiç bakmıyorsun.

O söyleyince farkına vardın sanıyor. 

Bunun gibi birçok örnek verilebilir ama konumuz bu değil... 

Bazı hassas konular vardır insanların elinde olmayan, değiştiremeyecekleri; görünüş, aile, hastalıklar, memleket, etnik köken gibi... Bu meseleler hakkında kişi konuşmak isterse konuşur. Sen sırf doğrucusun diye bunları insanların yüzüne vuramazsın! Ölüm döşeğindeki hastaya, “Bir gözün toprağa bakıyor.” diyebilir misin? 

Allah sana hayvanlardan farklı olarak konuşma yeteneği verirken aklından her geçeni söyle diye vermedi ki kardeşim! 

Gelmişsin Fatih’in İstanbul’u aldığı yaşın iki katının bilmem kaç eksiğinin bilmem kaçta kaçına! Nasıl konuşacağını da ben mi öğreteyim? 

Saçma sapan yarışma programları izleyeceğine aç biraz kişisel gelişim videosu izle! 

Bir de kendi doğrularını bilimsel olarak ispatlanmış doğrular gibi kabul eden türleri var bunların. Vallahi çekilecek dert değil. 

Önce kendine bak! Önce kendine doğruları söyle! De ki, "Ben ağzından çıkanı kulağı duymayan bir patavatsızım.".

Dürüstlük bu değil. Dürüstlük, özü sözü bir olmaktır. İnsanların üstüne basıp geçmek değil. 

Yeterince sayıp döktük rahatladık madem bir iki tavsiye verip sahneyi terk edeyim. 

Yukarıda bahsi geçen yarışma programlarına örnek vermeyeceğim. Ama alternatif olarak sunduğum kişisel gelişim videoları için çok iyi bir önerim var: Haluk Tatar. Benim 2 yıldır takip ettiğim kendini bu alana adamış bir isim. Videolarının yanı sıra “Zafer Sızlanarak Kazanılmaz” kitabını da tavsiye ediyorum. Önce okuyun, videoları izleyin. Sonra bir ara bana teşekkür edersiniz. O patavatsızları da bırakın dürüstlükle aralarındaki sonsuz çizgide sıkışıp kalsınlar! Doğru parçaları...

Yazarın Diğer Yazıları