Damla Zararsız

Okul deneyimi…

Damla Zararsız

Dün gibi aklımda okula başladığım ilk gün. Binbir hevesle önceden alıp hazırladığım üniformamı başucuma asıp uyuduğum (uyuyamadığım) gecenin ardından sabah erkenden uyanıp hevesle hazırlanışım ve karnımdaki o tuhaf his... Okulun bahçesi çok kalabalıktı. Belki de ilk defa o kadar çok çocuğu bir arada görmüştüm. Mikrofonu eline almış kızgın bakışlı bir adam (okul müdürü Tahsin Öğretmen) bir dizi konuşma yaptıktan sonra ardı ardına isimler okuyordu. Kimin hangi sınıfta olduğunu belirleyen kura sonuçlarına göre ben ilk grupta yani A şubesindeydim. Karnımı tırmalayan o tuhaf his adımı duymamla birlikte boğazıma kadar ulaşırken annemin elini daha da sıkı tutuyordum. Ablamın her sabah gittiği okul artık benim de okulumdu. Ben de artık abla olmuştum ve okul hiç de fena bir yere benzemiyordu.

İlk gün annem benimle aynı sırada oturdu ve ben bu durumun geçici olduğunu biliyordum.  Ablamın okula adaptasyon süreci biraz uzun sürdüğünden ben bu fikre yaklaşık üç yıldır hazırdım. Okul çocuklar içindi ve anneler çocuklarını sabah bırakır dersleri bitince de onu kapıdan alırdı. Ablam okula benden üç yıl evvel başlamıştı. Onun öğrendiği her şey bana öyle keyifli gelirdi ki onunla birlikte her gün oturur ders çalışırdım. Bu sayede yaklaşık beş yaşındayken okuma yazma bilen, matematikle arası bayağı iyi, üçüncü sınıf düzeyinde bir çocuğa dönüşmüştüm. Birinci sınıfta arkadaşlarım harfleri öğrenirken ben en arka sıraya geçer otuz sayfalık hikayeler okurdum ve itiraf ediyorum kendimi herkesten zeki görür, arkadaşlarıma bebek gözüyle bakardım. Şimdi yazarken bile o çocukça gurur kapladı içimi.

Ben okul öncesi eğitim almadım. O zamanlar şimdiki gibi çok yaygın değildi. Doğrudan ilkokula başladım ve bahsettiğim gibi Ablamın varlığı beni hem motive etti hem de adaptasyon sürecimi kolaylaştırdı. Peki ya herkes böyle mi? Okul kapısında anne, babasına el sallayıp derse başlayabiliyor mu çocuklar?

Dördüncü eğitim öğretim yılımı tamamladığım öğretmenlik hayatımda pek çok farklı örnek gördüm.

Bazı çocuklar sanki yıllardır o günü bekliyormuş gibi ilk günden uyum sağlar, bazıları ilk başta çok zorlanır fakat sonrasında normale döner, kimi çocuklar dönem sonuna doğru ancak uyum sağlar ve maalesef ufak bir azınlık da olsa bazıları da alışamaz. Bu durumun pek çok sebebi olabileceği gibi ilk akla gelen ve en kabul edilebilir gerekçe şudur: Her çocuk biriciktir ve kendine özgüdür. Kardeşler hatta ikizler arasında bile pek çok farklılık bulunur. Bu nedenle çocuğu bir başkası ile kıyaslamak onu incitmekten başka bir işe yaramaz. Pekala nasıl çözelim biz bu sorunu?

Öncelikle sorun oluşmasına engel olalım sevgili anne babalar. Yani çocuğu okula ve okullu olma fikrine hazırlayalım. Ona okulun nasıl bir yer olduğu ve onu okulda nelerin beklediğine dair gerçekçi bilgiler vererek başlayabilirsiniz. Bunu yaparken dozu çok iyi ayarlamak gerekiyor. Örneğin siz çocuğa okulun harika bir yer olduğunu, orada sürekli oyunlar oynandığını söylerseniz çocuk okula dair çok yüksek beklentiler geliştirip hayal kırıklığı yaşayabilir. Ya da okulun zorlukları, kuralları hakkında konuşursanız çocukta okula karşı bir önyargı  oluşmasına sebep olabilirsiniz.

Ona artık büyüdüğünü, okulda yepyeni bilgiler öğrenip aynı zamanda deneyimler kazanacağını, yeni arkadaşlar edineceğini, okulda bazı kuralların olduğunu ve bu kuralların onun okulda daha iyi vakit geçirmesi için gerekli olduğunu anlatabilirsiniz. Bunu yaparken kendi okul deneyimlerinizi örnek vererek yalnız hissetmemesini sağlayabilirsiniz. Onu kısıtlı bir zaman için okula bıraktığınızı ve okulda geçirmesi gerektiği zaman sona erdiğinde onu alacağınızı da eklemeyi unutmayın.

Diyelim ki siz çocuğunuzu okula gerektiği gibi gerçekçi bilgiler vererek hazırlamaya çalıştığınız halde çocuğunuz yine de okula gitmek istemiyor. Bu durumda ne yapabiliriz? Onunla konuşun. Neden gitmek istemediğini öğrenin ve onu anladığınızı belirtin. Çocuğunuzu en iyi siz tanırsınız. Yeterince sabırlı ve anlayışlı olduğunuz sürece bu süreci oldukça rahat atlatabilirsiniz.

Her değişiklik zordur. Özellikle ailesinin güvenli alanından ilk kez çıkacak çocuk için her şey çok daha zor olabilir. Size de çocuklara da bol şans diliyorum sevgili anne babalar...

Yazarın Diğer Yazıları