Damla Zararsız

Okumuş insanın hâli

Damla Zararsız

Ben çocukken yani 2000’li yılların başında komşu teyzelerin, az görüşülen akrabaların, bakkal amcanın, eş dost kim varsa herkesin kullandığı ortak cümleler vardı: "Ee okul nasıl gidiyor?", "Matematiğin kaç yeğenim?", "Kaça geçtin sen şimdi?", "Okuyun yavrum, okuyun.", "Okumuş insanın hâli başka..."

Acaba orada kastedilen eğitim almak mıydı, yoksa kitap okumak mı?

Ben her zaman eğitim almak olarak yorumladım. Fakat şu an üzülerek fark ediyorum ki, yanlış anlamışım. Atalarımız doğru söylemiş. Okumak, sadece cehaleti alırmış...

Eğitimde fırsat eşitliği diyoruz ama herkes o fırsata erişemiyor. Sözüm onlara değil. Sözüm her imkana sahip, en iyi okullara gitmiş, en güzel materyallere sahip olabilmiş fakat diploma puanı dışında hiç bir kazancı olamamışlara…

Hayattaki tek başarıyı diploma sayıp her fırsatta övünecek başka bir şeyi olmadığı için eğitimini ön plana atan, ansiklopedi kadar dolu fakat kara delik kadar bomboş bir kafaya sahip olanları, özetle okumuş cahilleri uzun uzun anlatacak değilim. Konumuz başka.

Hadi gelin, şu okumuş insan sözünü temel anlamıyla yani kitap okumak olarak ele alalım.

Gerçekten başka mı okumuş insanın hâli?

Bir insan düşünelim. Bebeklikten beri kitaplarla haşır neşir. Her yaşta kendine uygun kitaplara erişebilmiş ve okuyarak büyümüş. Bu kişi nasıl bir hayata sahip olur? Öncelikle diksiyonu çok düzgündür, kendini iyi ifade eder, söylenen her şeyi anlar-hatta söylenmeyenleri de-, iyi dinleyicidir. Kelime haznesi geniştir, okuma hızı yüksektir, birçok konuya hâkimdir ve sohbet etmekte zorlanmaz, dolayısıyla özgüvenlidir, okuduğunu anlama becerisi yüksek olduğu için sınavları, dinleme ve konuşma becerisi gelişkin olduğu için sözlü mülakatları oldukça iyi geçer. Bu yüzden iş bulmakta güçlük çekmez, iletişimi iyi olduğundan pek çok arkadaşı vardır, konuşması ve bilgi birikimi ile insanları kendine hayran bırakır. Akıcı konuşması, düzgün diksiyonu ve yerinde kullandığı vurguları ile saygı görür. Özetle, bir insanın hayatta isteyeceği ne varsa yalnızca kitap okuyarak elde edebilir. Edemez mi? Denemesi bedava...

Ama, “Çocukken kazanamadım o alışkanlığı” diye bahane uyduran, “Vaktim yok” diyen, kitap fiyatlarını bahane edenlere gerçekten anlam veremiyorum. Çünkü aynı insan çocukken sahip olmadığı 3 maaşını vererek aldığı cep telefonu ile her gün saatlerce vakit geçirebiliyor.

Ne diyordu komşu teyzeler, akrabalar, tanıdıklar? Okuyun! Okumuş insanın hâli başka...

Yazarın Diğer Yazıları