Marka denince ilk akla; ürün, logo veya slogan geliyor. Oysa markalar, tıpkı her insanın kendine ait bir özü olduğu gibi, özgün ruh ve kişiliklere sahip. Türkiye’de başarılı marka sayısının azlığı da bu ruhu keşfedememek, sadece görünen kısma yatırım yapmak, görünmeyen kısmı es geçmekten kaynaklanıyor.
Fark, her zaman farklılık ve farkındalık yaratan bir unsur. İyi bir markanın rakiplerinden farklı bir özelliğe sahip olması, başarılı bir marka oluşumu için en güçlü anahtar. Genellikle birbirine benzer ürünler içeren marka pazarında fark yaratmak için, asıl özlük ve duygu yaklaşımını ele almak çok önemli.
Örneğin, bir gazlı içecek markasının diğer gazlı içeceklerden veya bir bisküvi markasının diğer bisküvi markalarından daha çok kitleye ulaşması, benzer tatlar veya ürünler olmasına rağmen kullanılan bir sloganla “Anne eli değmiş gibi” duygulara dokunmasıdır.
Yani çoğunlukla olaylar, işlevselliğin yanında tamamen duygusal…
“Başarılı Bir Marka Yaratmak” veya “Ben Markayım” diyebilmek, o markayı oluşturacak fikri değerli hale getirmekle başlar. Bunun için de ilk önce kendine güvenmek, sonra güven vermek gerekir.
Verilen her vaad, nasıl ki bir insanın kişiliğini yansıtıyorsa, duyulan güven de vaadlerin yerine getirilmesiyle artıyor. Markalara duyulan güven de bu şekilde ilerliyor. Vaad vermeyen hiç bir şey marka olamıyor. Tabi, verdiği vaadi gerçekleştirmeyen de…
Güven meselesini hallettik, peki ya sonra?
Asıl yolculuk şimdi başlıyor… Hedef kitle ve rakip analizi…
Bu süreçte sorulması gereken bazı sorular var:
· Ne tür bir markayım?
· Kimlere hitap ediyorum?
· Rakiplerim kimler?
· Bulunduğum sektördeki marka isimleri ve sloganları ne çoğunlukta?
· Nasıl fark yaratabilirim?
· Hedef kitlemde ilk uyandıracağım algı ne olmalı?
İşte bu süreç, marka stratejisini oluşturan en temel aşamalardan biri... Marka stratejisi ile birlikte belirlenen amaç, vizyon, misyon, değer ve stratejik hedefler, marka pusulasını da ortaya çıkarmış oluyor.
Bu süreci iyi bir şekilde analiz ettikten sonra, kimlik oluşturma işlemine başlayabiliriz ;
· MARKA İSMİ: Sadece bir “isim” deyip geçmeyin. Bulunan isim, bir markanın kişiliği demektir. Bu yolculuğa başlarken, yazının başında da belirttiğim gibi marka ruhuyla hareket etmek gerek. Bir diğer önemli konu ise, kolay telaffuz edilebilen ve akılda kalan bir isim olması. İsim kolay olsun derken, toplum yapısı içinde farklı veya kötü anlam içermemesine özen göstermeli. Burada bir başka konu da rakip analizi... Bu analiz, isim benzerliğini önlemek ve faal olunacak sektöre ilişkin uygun bir isim olup olmadığı görebilmek için gerekli bir analiz... Aceleci davranmadan en az bir hafta kendinize müddet verin. Kelimelerin anlamlarını marka hikâyenizle kesiştirin. Metafor kullanın. Facebook, Pinterest gibi iki kelime kombinleri de yaratıcı isimler oluşturmak için iyi bir yöntem. Son olarak sosyal medya hesapları ve domain olarak uygunluğunu inceleyin. Tabi ki Türk Patent Enstitüsü’nden patent araştırması yapmayı unutmayın.
· SLOGAN: Markayı en iyi nitelendiren motto, slogandır. Doğru sloganı seçerken dikkat edilmesi gereken şey, kısa ve öz olması ile birlikte duygu ve marka bağlılığı vurgusudur. Önemli bir gereksinimi veya mesajı içeren slogan, tüketici ihtiyacı ile paralel olmalıdır. Slogan oluştururken ilham olacak kaynak, hedef kitle ve hedef kitlenin ihtiyaçlarıdır.
· LOGO: Verilecek mesaj logoda açık ve basit bir şekilde anlatılmalıdır. Ayırt edilen, akılda kalan, kolay okunabilen, özgün bir logo, müşterilerin gözünde bir marka algısı yaratacaktır. Font seçimi, marka kimliğini belirleyeceği için ciddi ve kurumsal firmaların daha sert ve köşeli fontlar kullanması uygun olabilir. Font seçiminde hitap ettiğiniz kitle oldukça önemlidir. Gençlere yönelik bir markaysanız daha yumuşak fontlar tercih edebilirsiniz. Renkler de fontlar kadar düşünülmesi gereken bir diğer konu. Marka, ürün ve hedef kitlenize uygun renk tercihleri talep ve dikkatleri üzerine çekecektir. Şunu da unutmamak gerekir ki, seçeceğiniz renk, özellikle siyah ve beyaz arka plan üzerinde logonuzu en iyi ve en net şekilde yansıtan bir renk olmalı.
Kimliği oluşturduk, peki ya vitrin?
Vitrinden kastım web sitesi ve sosyal medya mecraları…
Marka kimliği oluşturduktan sonra markaya uygun bir web sitesi ve sosyal medya hesaplarına ihtiyaç olacaktır. Markayı en iyi yansıtan içeriklerle ve doğru etiketlemelerle ulaşılan kitle, marka stratejisindeki hedef kitle analizi çalışmasına da ayrıca katkı sağlayacaktır.
Buraya kadar olan kısım, bir oluşum sürecinde olan markanın bilinirlik kısmına kadar olan saygınlığıydı. Marka gücünü arttırmak için iletişim ile birlikte reklam ve pazarlama kısmını da dâhil etmek gerekiyor. Tabi, her şeyden önce markanızı tescil etmek gerektiğini es geçemeyiz… Bu konuları sonraki yazılarda ayrıca ele alacağım.
Gördüğünüz gibi marka da bir ağaç gibi hatta bir çocuk gibi çekirdekten yetişiyor. Bu çekirdek ne kadar sağlam oluşur ve olgunlaşırsa, markanın başarıya giden yolda sağlam adımlar atması kaçınılmaz hale geliyor.
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere…
Kendinize iyi bakın.
Çünkü siz bir markasınız.