Eylül Arı

Ben neredeyim? Neredeydim?

Eylül Arı

Bir süredir yaşadığım korkuların ve zaman kayıplarının içinden çıkıp geldim. O anlarda zamanın akıp gittiğinin, neleri kaybettiğimin farkında bile değildim. Düşünmeden yaşadım ve korkularımın arkasına sığındım. Ben buyum dedim. Ben böyleyim ve ben bunu yaşamak zorundayım. Ben bununla sınanıyorum.

Böyle olmayı ben seçmedim ama buymuşum dedim. Aslında o kadar yanlıştı ki. Ben buyum, böyle olmayı seçmedim ama böyle olmamayı seçebilirim. Yaşanan tartışmalar, sessiz gecelerde akan gözyaşları, insanın kendini suçlaması ve asla affedememesi, kırılan kalpler ve akan giden zaman…

Koca bir kayıp içinden çıkıp geldim. Korkularımın yanı sıra takıntılarım ve bahanelerimin arkasına sığındığım kaçıştan çıkıp geldim. İnsan sığındığı zaman nasıl olur da geçebileceğini düşünür ki? Doğru değil. Gecenin bitmesini istediğimizde kendimizi uykuya vermemiz gibi. Zamanı yok sayarız ve kendimizi erteleriz. İstediğimiz neyi geri kazanabiliriz ki zaman geçerken ve asla geriye döndüremezken? Farkında değiliz güzelliklerin.

Farkında değiliz kıymet bilinmesi gereken her şeyin. Herkese, her şeye isyan. Asla şükür yok. Asla değer bilmek yok. Biz insanız ve insanı insan yapan bunlar değil ki… Farkında olamıyoruz bazı zor dönemlerde. Akışına bırakıyoruz ve peşinden sürükleniyoruz kötü duyguların, durumların. Oysa güneş tepemizde. Oysa kuş sesleri kulaklarımızda rüzgarla dans ediyorlar. Bir kedi kendini sevdirmeye geliyor, bir bebek gülümsüyor seni tanımadan.

Belki bir şeyler yolunda ve güzel. Belki bir şeyler bir anda yıkılıyor. Her düşüşün bir kalkışı olduğu gibi her yıkımın bir toparlanışı da olacaktır. İşte bunu da fark edemiyoruz, diğer her şey gibi. Bugün nefes alabiliyoruz, yarın muallak. Hayatla bir kumar oynuyoruz ve aslında kuralları biliyoruz. Sadece kabul etmiyoruz.

Ben her zaman döngüde olduğumu söylerdim, yazardım. Her olayın sonunda tamam bu son olacak derdim bir daha tekrarlanmayacak.Ezberlediğim bu yolu tekrar geçmeyeceğim…sadece kendimi kandırdım. Sadece o kaçtığım bahanelerin arkasına geçtim ve hiçbir şey yapmadan düzelmesini istedim. Ama bu değil ki bu durumu düzeltecek olan. Farkına varmak ve değer bilmekten geçtiğini artık çok kez tekrarlayacağım kendime.

Siz de yapın bunu. Siz de yüzleşin kendinizle. Affedin affedemediğiniz ne varsa. Geç olmadan, hava kararmadan. İyi ki lerle doldurun içinizi, sevin kendinizi…

Kendini ve aklını kaybetmek üzere olan bir kadının dışardan ne kadar normal ama içerisine girdiğinizde aslında yaşamaktan ne kadar zorlandığını görmenizi, bilmenizi isterim. Eminim vardır benim gibiler. İşte bu yüzden 2014 yılından beri önce benim gibiler için daha sonra kendim için yazmaya başladım. İnsanlara uzattığım yardım eliyle kim bilir belki bir farkındalık daha kazanılır. Belki bir çığlık son bulur bir kahkahayla.

Hikayem çok uzun. Hikayem hüzünlü. Belki sizin de hüzünleriniz paylaştıkça azalır.

Belki biraz da olsa diner yanan ne varsa içinizde.

Beni bulun ve korkusuzca paylaşın yaşadıklarınızı, yaşayamadıklarınızı. Dinlemeye açığım her zaman. 

Ben sizin yanınızdayım, yalnız değilsiniz.

Mutlu kalın, sevgiyle yaşayın.

Yazarın Diğer Yazıları