Eylül Arı

Sevgiliye notlar II

Eylül Arı

Sonsuzlukta

Var olmanın nasıl bir his olduğunu unuttuğum anda, zifiri bir gecede gökten inen yıldızların ışık süzmeleri gibi değdi kalbime. Kaybettiğim yapboz parçasını geri bulmuşum ve yerine koymuşum gibi tamamlandı parçalarım. Tarif edilemeyen, yutkunmamı engelleyen bütün kelimeleri kulağına fısıldayamadığımdan dolayı bırak dedim dökülsün sayfalara. Dökülsün içimde ki yangın, yaksın dokunduğu yeri kül etsin. Rüzgarın estikçe alevlenen bütün hislerim hissedilsin her yerde.

Ürpersin kanat çırpan kuşların kanatları. Yeniden canlansın bütün ölü çiçekler. Her acı yerini kahkahaya bıraksın… Ya da boşver dökülsün yağmur, ıslansın bütün yollar, taşsın deniz. Koştursun insanlar, savuşsunlar gitmekte oldukları yere. Ama sen sadece gül. Sonra bırak açsın güneş, bırak doğsun sana doğru. Kapat gözlerini yönel güneşin doğduğu yöne. Sana uzattığı kalbi al kabul et hayatına. Koy kalbinin yanına birleşsinler. Beraber büyüsünler. Beraber gelsinler bütün zorlukların üstesinden.  Bundan böyle batsa da güneş, senin ışığın sahiplendiğin kalp olsun. Her bakışım dönüşsün sevgiye, her nefesim nefesin olsun. Olsun ki birlikte var olalım hayatta.

Beraber, sonsuzlukta…

***

Ayna

Kendimi bıraktım yüksek tepeden esen rüzgarların kucağına doğru. Düştüğümü umduğum anda bi’ el tuttu ellerimden. Baktım gözlerine, söylendim içimden “Kim bu ?” O anda geri çıkmak istedim tepeye. Ama çıkmış olsaydım tutamazdı ellerimden. Tekrar söylendim “İyi ki bıraktım kendimi.” Esen rüzgarlaın arasında dans eden kurumuş sonbahar yaprağı gibi savruluyorduk. Zaman hızlı, biz ağır çekimdeydik. Yere yakınlaşırken bedenimiz birbirine sarılmaya başladı. Yere ulaştığımızda bütün olmuştuk. En azından benim hissettiğim oydu.

Dünya üzerinde yaşamış ve görmüş olduğum bütün yanlışların içinden sıyrılıp gelen beyaz güvercin gibiydi. Sanki bütün savaşları kazanmış, bütün fırtınaları atlatmış ve hala beyaz kalabilmeyi başarmış bi’ güvercin. Nereye uçarsa uçsun geçtiği yeri güzelleştirebilecek kadar güzel yürekli bi’ varlık. İnanmazdım kalbimin titreyeceğini hiçbir zaman. Hep derdim ki gelir, geçer, yaşar ve ölürüz. Ama bütün düşünlerimi yıkacak bu hisse kapıldığımda uykularımda benimle aynı düşüncedeydi. Uyumak sadece onunlayken güzel olur diye düşünüyordum. Yanımda varlığının olmasını geçtim, görüntüsü, sesi, her şeyi gözlerimin önüne geldiği an ellerim kalbimle orantılı titremeye başlıyor. Ne olduğunu anlamaya çalışmakla uğraşmak istemiyorum. Zaten her şeyin farkındayım. Kaybettiğim her şeyi geri kazanmış gibiyim. Kelimelerimi, gülüşlerimi, hayatın bütün güzel yanlarını.

En güzel ilklerin başlangıcı bu. En güzel aşkın başlangıcı.

O beyaz güvercinin karşısında fırtınada yara almış kanat çırpamayan diğer güvercin var. Oysa kurtuldu bütün tozlardan kirlerden güvercin. Karşısında ayna oldu ona, her zaman da ayna olmaya hazır.

Ben hazırım, şimdi ve daima…

Yazarın Diğer Yazıları